Yaşadığı semptomlar korkuttu: Dokuz gündür M-Çiçeği virüsüyle mücadele ediyor! ‘O kadar ağrıyor ki uyuyamıyorum’

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) küresel halk sağlığı acil durumu ilan ettiği M-Çiçeği virüsü (mpox), hızla yayılmaya devam ediyor. İlk olarak Afrika’da ortaya çıkan ve burada 15’ten fazla ülkede tespit edilen virüs, şimdi Avrupa’nın ardından Asya’ya da sıçradı.

Afrika’da vaka sayıları hızla artarken, hastalık 13 ülkede 17 binden fazla kişiyi etkiledi ve can kaybı 500’ü aştı. Virüsün Asya’ya yayılması, uluslararası sağlık topluluğu tarafından endişeyle izleniyor. Önceki salgınlarda gösterilen tecrübeler, bu yeni dalganın da aynı şekilde hızlı ve etkili bir şekilde kontrol altına alınması gerektiğini gösteriyor.

Virüsün yayılmasını sınırlamak için acil durum planları devreye sokulurken, sağlık yetkilileri hem halk sağlığı önlemlerine hem de aşılamaya yönelik stratejilere odaklanıyor.

WHO Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, virüsün Afrika ve diğer bölgelere yayılma ihtimalinin “çok endişe verici” olduğunu belirterek, “Bu salgını durdurmak ve hayatları korumak için uluslararası koordinasyon gerekmektedir” şeklinde bir açıklama yaptı. 

Ayrıca Ghebreyesus, virüsün yeni varyantlarının dikkatli bir şekilde izlenmesi gerektiğini vurgulayarak, yeni varyantların daha hızlı yayıldığı ve daha yüksek ölüm oranları ile ilişkilendirilebileceği konusunda uyarılarda bulundu.


M-ÇİÇEĞİ VİRÜSÜNÜN ALT VARYANTLARI ÇOK TEHLİKELİ

M-Çiçeği virüsünün iki genetik yapısı ve iki ayrı alt türü bulunuyor. Bunlar Klad 1 ve Klad 2 olarak isimlendiriliyor. Klad 1, genellikle virüsün daha klasik varyantlarını temsil ediyor ve Afrika’daki çoğu vaka bu grup içinde yer alıyor. Klad 2 ise virüsün daha yeni ve genetik olarak farklı varyantlarını içeriyor. Bu varyant daha çok Avrupa ve Asya gibi bölgelerde yaygınlaşıyor.

Klad 1, Klad 1a ve Klad 1b olarak iki alt gruba da ayrılıyor. Klad 1a, genetik olarak Klad 1b’ye göre daha az çeşitlenmiş olup mevcut aşılar ve tedavi yöntemleri tarafından daha iyi yönetilebiliyor. Klad 1b ise Klad 1a’ya göre daha fazla genetik çeşitlilik gösteriyor ve bazı durumlarda hastalığın daha karmaşık bir seyir izlemesine neden olabiliyor.

Klad 2 de Klad 2a ve Klad 2b olarak iki alt gruba ayrılıyor. Klad 2a, Klad 2’nin genetik çeşitliliğini yansıtıyor ve sağlık sistemleri üzerinde ek baskılar oluşturabileceği konusunda endişe duyuluyor. Klad 2b ise daha yüksek bulaşıcılık oranıyla ilişkilendiriliyor.

‘O KADAR ACI VERİCİ Kİ UYUYAMIYORUM’

Burundi’de yaşayan 40 yaşındaki Egide Irambona ise bir süredir Klad 1’in alt varyantını taşıyor. Irambona, ülkede son bir ayda doğrulanmış 170’ten fazla vakadan sadece biri.

Burundi, M-Çiçeği virüsünün merkez üssü olan Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile de sınır komşusu… Kötü olan ise hastalıkta hâlâ ölüm oranları hakkında kesin bilgi bulunmuyor. Ülkede test kapasitesinin yetersizliği çok büyük bir problem… 

Yüzü ve kolları kabarcıklarla kaplı olan Irambona, yaşadıklarıyla ilgili BBC’ye yaptığı açıklamada “Önce boğazımda şişmiş lenf düğümleri oluştu. O kadar acı vericiydi ki uyuyamıyordum. Sonra oradaki ağrı azaldı ve bacaklarıma geçti” dedi.

‘SESİM GÜNDEN GÜNE KISILMAYA BAŞLADI’

King Khaled Üniversitesi Hastanesi’nde dokuz gündür tedavi gören ve iki hastayla aynı odayı paylaşan Irambona, bulaşıcı viral enfeksiyonu bir arkadaşından kaptığına inanıyor.

“Dokuz gündür hastanedeyim ve sesim günden güne kısılmaya başladı. Konuşurken çok zorlanıyorum” diyen Egide Irambona, “Sürekli su içmek istiyorum. Dudaklarım çok kuruyor. Virüsün arkadaşımdan bulaştığını düşünüyorum. Kabarcıkları vardı ve çok kötü görünüyordu. Bunun M-Çiçeği olduğunu bilmiyordum. Yedi çocuğum var ve neyse ki onlarda hiçbir belirtildi görülmedi. Fakat eşime bulaştı” şeklinde konuştu.

‘HASTANE KAPASİTESİ YETMİYOR ARTIK ÇADIR KURMAYA BAŞLADIK’

Bujumbura’daki hastane, şehirdeki üç M-Çiçeği virüsü tedavi merkezinden biri. Mevcut 61 yatağın 59’u enfekte hastalar tarafından kullanılıyor. Üçte biri 15 yaşın altında ve Dünya Sağlık Örgütü’ne göre en çok etkilenen yaş grubu bu çocuklar.

Hastanenin sorumlu doktoru Odette Nsavyimana, hasta sayısının her gün arttığına dikkat çekerek, “Artık çadırlar kurmaya başladık. Üç çadırdan biri triyaj (Tıp ve acil sağlık hizmetlerinde kullanılan bir terim. Özellikle acil durumlarda hastaların önceliklendirilmesini ifade eder) için, biri şüpheli vakaları tutmak için, diğeri ise doğrulanmış vakaları servislere transfer etmeden önce almak için kullanılıyor. Özellikle bebekler geldiğinde çok zor oluyor. Yalnız kalamıyorlar, bu nedenle hiçbir semptomları olmasa bile annelerini de burada tutmak zorunda kalıyorum. Çok zor bir durum” ifadelerini kullandı.


‘BİRÇOK İNSAN BU KONUNUN CİDDİYETİNİ ANLAMIYOR, VAKALARIN OLDUĞU YERLERDE BİLE İNSANLAR KAYNAŞMAYA DEVAM EDİYOR’

Tıbbi yetkililer, ülkenin tek test laboratuvarının olmasından şikâyetçi. Ayrıca uzmanlar yetersiz test kitleri ile aşı eksikliği nedeniyle de oldukça endişeli. Tüm bunların dışında Bujumbura’da hijyenik koşulları sağlamak da çok zor. Çünkü şehirde suya erişim sınırlı ve insanlar az sayıdaki çeşmelerde uzun kuyruklar oluşturuyor. 

Dr. Liliane Nkengurutse, önümüzdeki günlerden endişeli olduğunu belirterek, “Laboratuvarın yalnızca bir yerde teşhis yapması yeni vakaların tespitini geciktiriyor. En kötüsü de M-Çiçeği virüsü konusunda halkın farkındalığı sınırlı. Şehirdeki insanlar hâlâ normal yaşamlarına devam ediyor, el sıkışmalar ve yakın temaslar hiç sınırlı değil. Birçok insan bu konunun ciddiyetini anlamıyor. Vakaların olduğu yerlerde bile insanlar kaynaşmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı. 

BBC, Bujumbura’daki birkaç kişiyle de konuştu ve çoğunun M-Çiçeği virüsünün ne olduğunu bilmediğini, bilenlerin ise hastalığın ülkelerinde yayıldığının farkında olmadığını öğrendi.

Sağlık çalışanları, ekonomik zorluklarla mücadele eden toplulukta insanları daha dikkatli olmaya ikna etmenin zor olduğunu biliyor. Ancak hastaları tedavi etmeye ve virüsün yayılmasını önlemeye yönelik çabalarını sürdürerek, bu zorlukların üstesinden gelmeye çalışıyorlar.

Salgınla etkili bir şekilde mücadele edebilmek için tüm önlemler gerekli olsa da mevcut aşıların erişimini ve kullanımını artırmak, virüsün daha fazla yayılmasını önlemek açısından çok önemli. Afrika Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri Genel Müdürü Dr. Jean Kaseya, etkilenen bölgede tedarik son derece sınırlıyken, devam eden salgına yanıt vermek için en az 10 milyon doz M-Çiçeği aşısına ihtiyaç duyulduğunu açıkladı. Uluslararası bir insani yardım kuruluşu olan Sınır Tanımayan Doktorlar (Medecins Sans Frontieres /MSF) oluşumuna üye olan ve Kamerun’da epidemiyolojik verilerin toplanması ve analiz edilmesi gibi konularda koordinatör olan Dr. Justin B. Eyong ise “Bu aşıya erişim iyileştirilmezse kıtada binlerce kişi korunmasız kalabilir” dedi. Ayrıca Dr. Eyong, 15 yaş altındaki çocukların özellikle etkilendiğini, 2024 yılında vakaların yüzde 56’sını ve hastalıktan ölenlerin yüzde 79’unu oluşturduğunu belirtti.

Fotoğraflar: iStock

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir